göbekten bağımlı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
göbekten bağımlı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Eylül 2015 Pazartesi

    Amerikan Çıkarlarına Uygun Tarihin Yazılması

Tarihin bir 'silah' olduğunu bilmezdik eskiden! Birilerinin siyasi amaçları için tarihi kullanabileceğini tahmin edemezdik. ABD'nin iki kutuplu dünyada; Rusya ve avrupaya, tek kutuplu dünyada da BOP için Osmanlı'nın savaşcılığıyla motive olmuş islamcı Türk gençlerine ihtiyaç duyabileceğini nerden bilebilirdik...!

    Çünkü tarih derslerinde 1938'den sonrası anlatılmazdı. Sanki Atatürk Ölmüş ve zaman durmuştu!
Tarihimizin en yakın dönemleri adeta karanlık çağ gibiydi. 1071' de neler olduğunu bilirdik de 1950' de neler olduğunu bilmezdik. 500 yıl önce yaşamış Fatih Sultan Mehmed'i az çok tanırdık da 60 yıl önce yaşamış Adnan Menderesi tanımazdık. Sanki birileri 1938' den sonrasını öğrenmemizi istemiyor gibiydi. Tabi o günlerde bizlere öğretilmeyen bu ' karanlık çağın ', ABD-SSCB etkisinde ki iki kutuplu dünya çağı olduğunu bu çağda Türkiye'nin ABD'ye 'göbekten bağımlı' hale gelerek ulusal onurunu da kaybettiğini bilmiyorduk! sonradan koyabildik taşları üst üste... ABD'nin bizi bir taraftan 'Osmanlı ve İslam' diye gazlarken, diğer taraftan da süt tozuyla,çikolatayla, yumurtayla neden beslediğini sonradan anca anladık...! ABD'nin Atatürk'ün yüzyılın başında emperyalizmi dize getirerek kurduğu tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti yerine 'Anadolu Birleşik Devletleri' veya 'Yakındoğu Federasyonu' adıyla bir hilafet devleti kurmayı amaçladığını anladığımızda, neden bizlere ' fetihci-islamcı ' bir Osmanlı tarihi öğretildiğini de anlamıştık.   


     

Aslında bu işin temeli 1949 yılına kadar gidiyor. Çünkü Tarih dersleri başta olmak üzere okullarda hangi derslerin okutulacağı, hangi kitapların kullanılacağı, ne şekilde okutulacağına kadar eğitimle ilgili temel politikalarıa karar vericiler arasında 1949'dan bu güne ABD 'nin çok önemli payı vardır.
'Nasıl yani?' dediğinizi duydum ve size cevap veriyorum...

     Şöyle ki;
27 aralık 1949  tarihinde ' Türkiye ve ABD hükümetleri arasında Eğitim Komisyonu Kurulması Hakkında Antlaşma ' imzalanmıştır.      * Bkz. Haydar Tunçkanat-İkili anlaşmaların içyüzü
Anlaşmanın 1. maddesine göre Türkiye' de  ' Birleşik Devletler  Eğitim Komisyonu ' adı altında  bir komisyon kurulacaktır. Komisyon Doğrudan doğruya  ABD dış İşleri Bakanlığına bağlı ve onun denetiminde olacaktır. Komisyon, yabancıların verecekleri burslar için hoca , araştırmacı ve hoca önerecek, eğitim programlarını düzenleyecek ve Amerikalıların Türk eğitim sistemi içinde nasıl görev yapacaklarını  belirleyecektir. Hatta tüm giderler Türkiye tarafından ödenecektir...
     Türk eğitim sistemini her yönüyle Amerikalı uzmanların kontrolüne bırakan bu 1949 tarihli eğitim anlaşması Türkiye'nin her şeyden önce 'tam bağımsızlığını' kaybetiğini göstermektedir. 'Amerikan kültürünü yaymak ' amacıyla imzalandığı açık seçik bir şekilde ifade edilen bu anlaşmadan sonra Atatürk'ün Türk tarihini, Türk dilini, Türk kültürünü açığa çıkarıp yaymak için geliştirdiği Türk Tarih ve Dil Tezleri yok edilmeye başlanmıştır.

     1950' de Demokrat Parti'nin (DP) iktidara gelmesiyle Türk devrimi ile hesaplaşma dönemi başlamıştır. Devrimleri  ' halka mal olmuş ve olmamışlar ' diye ikiye ayıran, ' siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz ' diyen DP lideri Adnan Menderes , Önce Atatürk'ün yarım kalan 'Dinde Öze Dönüş Projesi'ni yok etmiştir. ABD ile yapılan anlaşmalar doğrultusunda Atatürk'ün 1930 'da hazırlatıp okullarda okutturduğu 4 ciltlik, Anadolu Türk Tarihini MÖ 2000'lerden başlatan bilimsel ve kültür-uygarlık eksenli tarih kitapları müfredattan kaldırılmış, sonra Türk eğitimini kontrol eden ABD'li uzamanların gözetiminde Anadolu Türk Tarihini 1071 Malarzgirt efsanesine indirgeyen, türklerin kültür uygarlıkları yerine Türklerin göçebeliklerini, savaşcılıklarını, dindarlıklarını, fetihçilikleri gibi konulara yer veren yeni tarih hazırlatılıp okutulmaya başlanmıştır. ABD böylece atalarının savaşcılığıyla motive ettiği Türk gençlerini gerektiğinde kendi çıkarları doğrultusunda kullanmayı planlamıştır. İki kutuplu dünyada ABD, tek rakibi  Sovyet Rusya'nın yanı başındaki Müslüman Türkiye'de atalarının savaşcılığıyla ve dindarliğıyla bilinen Türk gençlerinin gerektiğinde 'Mehmetçik' olarak gözünü hiç kırpmadan Komünist Rusya' ya karşı mücadele edeceğinden emindi...! Şüphesiz 1950'lerden itibaren Türkiyenin yeni tarih tezinin adı artık Türk Tarih Tezi değil, Türk İslam Sentezi'dir


     1976'
da ders kitaplarında Türk Tarih Tezi tamamen çıkarılmıştır. İbrahim Kafesoğlu'nun yazdığı ve 1976 yılında müfredata konan ders kitapları tamamen Türk-İslam Sentezci görüşle hazırlanmıştır. Atatürk'ün tarih ve dil tezleri 12 Eylül 1980 darbesi ile de neredeyse tamamen yok edilmiştir...

    Fatih Bayrakoğlu